top of page
Kişisel günlük

Keşfedeceğiniz eşsiz içerikler sunan Tahayyül Akademi platformuna hoş geldiniz. Tahayyül ne demek ?, içeriğinde neler gizli ? öğrenmek istiyorsanız bizi ziyaret edin. Eğitim, kitap analizi, alıntılar ve kültür içerikli yazılarımıza şimdi göz atmaya ne dersiniz ?. Tahayyül Akademi hayatımıza başka bir anlam kattı, çünkü tutkularımızı ve düşüncelerimizi sadık okuyucularımızla paylaşmaktan keyif alıyoruz. Okuyun ve tadını çıkarın. www.tahayyulakademi.com

  • Instagram
  • Twitter
Ana Sayfa: Hoş Geldiniz

Küçükken dedem beni berberin yanındaki bakkala götürürdü.  

Şimdi ise ben dedemi bakkalın yanındaki berbere götürüyorum. O zamanlarda ben dedemin elini tutmak istemiyordum. Şimdi ise dedem benim elimden destek almadan yürümek istiyor. Hemen yanında duruyorum, yolda usul usul ilerliyoruz. Dedem hastalığından dolayı çok yavaş yürüyor. Her zaman bir yerlere yetişme telaşıyla attığım adımlarım dedemin gölgesinde sakinleşiyor. Adımlarımızın yavaşlığı bulutların hareketlerini, yaprakların sallanmasını gözlememe vesile oluyor. Bebekken yürümeye başladığımızda anne babamız heyecanla bize destek oluyor, ilk önce koltuk kenarlarından destek alıyoruz sonra elimizden sıkıca tutup bize destek oluyorlar. Gençlik dönemimizde de en yakın arkadaşlarımız, sevdiklerimiz bize destek oluyor. Yaşlılık sürecinde de aynı şekilde bir elimizle bastondan destek alıyoruz. İnsan manevi bir destek arıyor. Gençlik döneminden yaşlılık dönemine geçtiğimizde istesekte istemesekte bedenimiz zayıflıyor, adımlarımız yavaşlıyor. İnsan bir ses, bir nefes, manevi bir destek istiyor. Bir ömrün nasıl geçtiğini düşünüyor. Bu süreçte bedenimiz zayıfladığı, kuvvetimiz düştüğü için etrafımızdaki güzelliklerin farkına varamıyoruz. Telaştan uzak, usul usul adımlarımızla bir ezan sesinin, bastonundan destek alarak yürüyen bir dedenin farkında olarak yolu yürüyünce hayat yolumuz tüm zorluklara rağmen güzelleşiyor, gözümüze, yüreğimize bir ferahlık geliyor.  

 

Küller içinden güller,

Bülbül bu ney sesini dinler.

Benzer şekilde şakımak ister,

Gökyüzünde uçan kuşlardan habersiz.


Bulutlar saf saf, hava kapalı.

Gündüz güzel gece sır dolu.

Uçaklar uçarken mavi boşlukta,

Gökyüzünde kaybolan güneşlerden habersiz.


Koca bir oda yankı yapmaz,

Dünya dediğin yer sana kalmaz.

Günler geçerken gökyüzü gibi,

Özler dururum bu firkati.

Derman aranır dertlere

O dertler bize meğer derman imiş

Bir kızıl yangın gibi yaksa da ellere ferman imiş

Bir İbrahim arar o büyük put, batılı yok edecek bu dert imiş


Ne desek boş imiş

Bir kuytu köşe bize ilaç imiş

Okunur selamız, ölümüz bize haber imiş

Geçtiğimiz sokaklar bize kırık bir hatıra imiş


Yoldan eder bu dert

Yolu yeniden inşa eder bu dert

Kısık gözlerle bakmak gerek

Okumak gerek, bir mısrayı bin etmek gerek


Çözülmez düğümleri daha da düğümlemek gerek

Ağlasın o narin gözlerimiz, gülmeye ne gerek

Bu bahçeyi yaksa da bu dert, bu yolda yürümek gerek

Gönül derdi sevdiyse, dermanı dertte gerek


Yanıp da kül olmuş o bahçe

Yanıp da gül olmuş o bahçe

Şimdi ne denir o narin gözlere

Okunur kızıl yangınlar, gonca gonca açar gizli bahçelerde



Bulup da getirmek gerek olsa da Fizan ilinde

Eleyip unu astı iplere, imkânsızı buldu kendinde

Dermanı buldu derdinde

Suali buldu cevâb-ı âlîde


Kırk yıl aştı

Sonunda kendine ulaştı

Gözlerini ölmeden açtı

Dermanı buldu, dert ondan kaçtı


Şimdi ne dese gerek

Olmazları olduran Rab var iken

Sükûttan başka ne gerek

Tevekkülü bırakmamak gerek, o ipi sıkı tutmak gerek

Akademimize katıldığınız için teşekkür ederiz!

İLETIŞIM

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Üniversite kampüsü

©2021, tahayyülakademi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page