Şehirler, şehirlere anlam veren şeyhler, şeyhleri anlamlandıran müritler, müritleri manalandıran kitaplar...
Ahh yine mi kitap diyeceksin, yine mi kitap sevdasından bahsedeceksin diye hayıflanıyor musunuz yoksa? Ben neyse de kitapları incitmeyin, kitaplar hiçbir dönemde görmediği muameleyi görüyor bu devirde. Kitaptan, yazardan, makaleden, denemeden, ilimden, bilimden bir haber olan nesil yetişiyor. Oysaki benim ecdadım Yavuz Sultan Selim Han Mısır Seferine çıktığında bir araba dolusu kitap götürmüş savaş esnasında dahi kitaplarla hemhal olma vaktini bulmuş. Böyle bir ecdadın kitaptan haberi olmayan aciz nesliyiz bu durumdan müspet bir kurtuluş mümkün müdür? Bilemem.
Gençleri topluyor ‘’illa kitap illa kitap’’ diyorum; kimilerinin bir kulağından giriyor bir diğerinden çıkıyor, kimileri hevesle heyecanla dinliyor, kimilerinin içindeki okuma hasreti gün yüzüne çıkıyor. Kitap; bir edep, bir alem, bir edebiyat, bir tarih, bir bilim, bir enstitü, bir akademi, bir medrese sayamadığım bir sürü nitelik kitaplarda hemdem olmuş; kitaptan daha sadık bir dost, kitaptan daha iyi bir öğreticiye rastlamadım.
Şimdi bu satırları Anadolu’nun en sıcak mekanından, AŞK Vakfından yazıyorum onlarca kitap içerisinde oturmak, bir kitaba dokunmak, bir kitapla mana bulmak ve kitap sayfalarının o eşsiz kokusunu ciğerlerime doldurmak bu nasibi kime nasıl anlatabilir, kime nasıl tahayyül ettirebilirim lügatım tükeniyor. Bazen hevesleniyorum İstanbul’da, Bursa’da denize karşı büyük büyük camilerin eteğine serilen kütüphanelerin birinde otursam saatlerce kitaplarla ilgilensem, kitapları dinlesem, kitaplarla hemhal olsam diyorum. Sonra nasibimin Anadolu’da olduğu gerçeği yüzüme vuruyor. Elbette ki hamd ediyor akabinde Bozok meydanında madde planında küçük gibi görünse de manevi planda devlere taş çıkaracak bir mekanın kurucusu olan Ali Şakir Efendi’ye içten içe teşekkürlerimi sunuyorum.
Geldik mi şimdi metnimizin ilk cümlesine: üstadım şehirler şeyhlerle, şeyhler müritlerle, müritler ise kitaplarla mana buluyor. Bu manaların kimisi gönülden dile dökülür kimisi gizli gizli bedene yayılır kimisi de bir mekanda anlam kazanır.
AŞK Vakfındayım; buranın dört duvar ve kitaplardan oluştuğunu hiçbir vesika kabul ettiremez bana zira burada dört duvar ve kitaptan çok daha fazlası var.