top of page
Kişisel günlük

Keşfedeceğiniz eşsiz içerikler sunan Tahayyül Akademi platformuna hoş geldiniz. Tahayyül ne demek ?, içeriğinde neler gizli ? öğrenmek istiyorsanız bizi ziyaret edin. Eğitim, kitap analizi, alıntılar ve kültür içerikli yazılarımıza şimdi göz atmaya ne dersiniz ?. Tahayyül Akademi hayatımıza başka bir anlam kattı, çünkü tutkularımızı ve düşüncelerimizi sadık okuyucularımızla paylaşmaktan keyif alıyoruz. Okuyun ve tadını çıkarın. www.tahayyulakademi.com

  • Instagram
  • Twitter
Ana Sayfa: Hoş Geldiniz

Ramazan lütuf demektir, ihsan demektir; Allah'ın kullarına hediyesi demektir. Bu mübarek ay ile birlikte Kur'an inmeye başlamıştır.(Bakara/185) Kadir Gecesi bu ayın içerisindedir. Oruç bu ayda tutulmaktadır. Peygamberimizin Cebrail (as) ile Kuranı Kerim’i karşılıklı okumuşlardır. Teravi namazı bu ayda kılınmıştır, zekatın bu ayda verilmesi tercih edilmiştir, sadaka ve fitrelerin bu ayda verilmesi gibi birçok ibadet bu ayda yapılmaktadır. Bu yüzden bu ay çok önemlidir, eğer kıymetini bilirsek bin aydan daha hayırlıdır.

Ramazan denildiğinde ilk akla gelen aç kalmak, günü mükemmel sofralarda taçlandırmak olarak akla gelse de bu böyle değildir. Bu ay bizim için kendimizi tamir etme ayıdır. Sadece aç kalmak değil, bütün azalarımızı haramdan, yalandan, riyadan ve dedikodudan uzak tutma ayıdır.

Ramazanı ramazan gibi yaşamak gerekir. Bir ay olarak değerlendirip sonrasında terk edilmemelidir. Öncesinde Recep ve Şaban aylarıyla birlikte hazırlanmalıyız. Nasıl ki evimize çok önemli misafirler geldiğinde tozlanmış kirli evlerimizi temizliyor hoş tutmak için ikramlar güzel davranışlar sergiliyoruz. Ramazan'ı da güzel ağırlamalıyız ki asıl bayramımız ahirette en güzel şekilde olsun.

Ramazan bir cihattır ve sabır eğitimidir. Eğer sabredip oruç tutabilirsek açlık anahtarını kullanarak şükür makinamızı çalıştırmış ve böylelikle nefsimizi de terbiye etmiş olacağız. Yani bu ay kendimizin farkına varıp hatalardan dönme, Rabbime iyi bir kul olma, Kuran ile dost olma ve hayatımıza geçirme ayıdır.

Rabbim bizleri orucu kalıbı ve ruhu ile beraber yaşayanlardan ve oruçla dirilenlerden eylesin.

VESSELAM


 
 
 

Uzun Hikaye, ince bir dış görünüş içinde aşk, gurbet, sevinç, keder, yaşanmışlıklar ve gerçekleşmeyen hayaller… Bütün bunlar gerçekten uzun bir hikaye oluşturmuş. Günlük hayatın karmaşasında okunabilecek akıcı bir kitap.

Dil bakımından tamamen Anadolu Türkçesinden oluşmuş samimi bir dil, kitabın içindeymiş gibi hissettiriyor.

İçeriğine gelecek olursak daima bir göç, hayata tutunma çabası, Münire’ye aşık olup kaçıran Pelvan Sülüman’ın cesur oğlu Ali ve bu evlilikten dünyaya gelen oğulları Mustafa. Türlü türlü işlere girip vagonları ev bilip yer yer kasaba kasaba gezdiren namı diğer Sosyalist Ali.

Münire Hanım 2. çocuğunu doğurur iken çocuk ve anne hayata veda eder. Bu derin acı, Ali’yi ve Mustafa’yı çok üzer eninde sonunda bir kasabayı yurt edinmeye çalışıp baba oğul kitapçı dükkanı açarlar. Kasabalı ilgi duyar, işler güzeldir derken Ali yazdıklarından ve okuduklarından dolayı hapse girer. Mustafa yalnız başına dükkanı yürütmeye devam etmeye çalışır fakat bu sefer de savcının kızına, kısaca imkansıza aşık olmuştur. Ara ara babasının ziyaretine giderken bahsetmek ister ama bir türlü aşkını açıklayamaz. En sonunda babası niyetini anlar ve vedalaşırken en kıymetli eşyası olan daktilosunu Mustafa’ya verir. Mustafa, sevda içinde bir çıkış yolu ararken kıza haber gönderir. Karar vermiştir o da babasının yolundan gidip sevdiği kızı kaçıracaktır. Kız başta bu fikre sıcak bakmasa da sonunda kaçmaya ikna olur. Ve o uzun hikaye, o tren yolculukları tekrardan başlamıştır, gittikleri ilk istasyon ise Ali ve Münire’nin gittiği ilk istasyondur…

 
 
 

Romanlarından tanıdığımız Emile Zola'dan, toplumsal ve ekonomik koşulların ölümü nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seren çarpıcı beş öykü. Aristokrat, burjuva, esnaf, köylü ve işçi ailelerinin bu süreci nasıl yaşadıklarını olanca sadeliği ile ve toplumsal çevreden kopmadan sergileyen beş tablo.

Beş öyküden oluşan, nasıl ölünür kitabının ilk öyküsünde bir burjuvanın mülkiyet anlaşması öyküsü şu şekilde kurgulanmış:

Dışarıdan bakıldığında Fransa'nın en ünlü ailelerinden biri olan Kont ve Kontes, altı yıllık mutlu evlilikleri ve iki çocukları ile hikayede yer almış. Servetleri göz önüne alındığında Kont’un çalışmasına gerek duyulmuyor fakat bir prestij arayışı içerisinde olması onun farklı meslek dallarına yönlendiriyor. Paris'te sevimli sarışın olarak anılan Kontes’in güzelliği sıkıntı çıkarıyor. Birliktelikten sıkılan çift ayrılmaya karar veriyor.

Ayrılma aşamasındaki en büyük sorunlardan biri olan mülkiyet, her gün tartışılan bir konu oluyor. Bu tartışmaların sonunda uzlaşamayan ve bu durumdan sıkılan çift ayrı ayrı davet, balo ve ziyaretler düzenliyor.


Bir gün davetten dönen Kontes hizmetçisinden aldığı haber ile Kont’un hasta olduğunu öğreniyor ve bu durum ayrı odalarda kalan Kontes’i pek ilgilendirmiyor.

Sonuç olarak ikisi için de önemli olan mülkiyet; trajikomik bir asalet ve ikiyüzlülük, yozlaşmış ahlak ve kötü kullanılmış siyasi güç boşa giden servet haline dönüşüyor.

 
 
 

Akademimize katıldığınız için teşekkür ederiz!

İLETIŞIM

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Üniversite kampüsü

©2021, tahayyülakademi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page