top of page
Kişisel günlük

Keşfedeceğiniz eşsiz içerikler sunan Tahayyül Akademi platformuna hoş geldiniz. Tahayyül ne demek ?, içeriğinde neler gizli ? öğrenmek istiyorsanız bizi ziyaret edin. Eğitim, kitap analizi, alıntılar ve kültür içerikli yazılarımıza şimdi göz atmaya ne dersiniz ?. Tahayyül Akademi hayatımıza başka bir anlam kattı, çünkü tutkularımızı ve düşüncelerimizi sadık okuyucularımızla paylaşmaktan keyif alıyoruz. Okuyun ve tadını çıkarın. www.tahayyulakademi.com

  • Instagram
  • Twitter
Ana Sayfa: Hoş Geldiniz

Yalnızmışım galiba

Ölüyormuşum sessizlikte

Sevilmiyormuşum galiba

Köreliyormuşum sevgide

Ah kalbim gerçek mi bu acı

Sessizliğe olan mahkumiyetin

Sahte gülüşlere olan mahcubiyetin

Ah nefretim bu kadar güçlü mü bu sanrı

Tarifi yok sevginin

Anlamı yok bu acının

Nedeni yok direnişin

Sebebi de yok tükenişimin

Anlatıyorum uçsuz bucaksız

Beni tanımlayan satırlarda

Bu sevginin ne kadar yorulduğunu

Olmayan diyarlara mahkum olduğunu

Sanmayın ki severim

Güvenmediğim için çeker giderim

İnanmam sevginin gücüne

İşlemez bu benim içime



Yüreğim burkuldu, sanki bütün olanların tek suçlusu benim, ben bir hiçim, hiçliğin içinde bir hiç.

Neden inanmıyorlar bu hiçliğe?

Oysa insanın özü kabul eder, özünde vardır o inanç.

Amacı ne, inancın yokluğunun iddia edilmesinin?

Hep aynı bahaneler kendi ihtiraslarının haklılığı için.

Nerede kaldı senin ruhun !

İstemesen de var kalbin !

Hiç mi acımıyor için !

Bir buğday tanesi kadar da mı kalmadı kalbinde beyazlık?

Bu beyazlık bitip tükenir mi ki?

Tükenmez ise o beyazlığı bulun artık !

Ruhunuzun feryadını duyun artık !

Sizin ruhunuza ben ağlıyorum.

Belki bu ağlamalar kalbinizin kirini az da olsa yıkar,

Gördüğünüz için değil bu ağlamaları

Çünkü göremez ruhu olmayan onları.

Belki gözden akan merhamet, gönülden edilen dua ruhunuza dokunur.



Bir yükü daha kaldırabilir mi insan, üstelik rastgele, sürpriz yahut irademiz dışında olan bir yük değil... Kendi kendimize yüklediğimiz bir yük. Öncekilerin izi silinmemişken sen de yüklen sende yüklen deyip talip olduğumuz bir yük...

Nedir peki o yük?

Boşluğu yüzlerce kelime doldurabilir kişisel torbalarımızdan lakin bu toplumsal sorun:

Irkçılık...

Ya da en özel haliyle kendi deyimimle göçmenfobik.

Yeni kelimeler çıkarma gibi bir amacım yok.

Beceremem de zaten.

Kendiliğinden dilimden döküldü bu başlık.

Nedir peki bu mesele!

Tanımlarına girmeyeceğim zira hepimizin yakından bildiği bir mesele.

Özellikle son yıllarda hatta son günlerde. Artık haber değeri taşımayıp, dikkat çekmeyen başlıklar/olaylar.

"Göçmen olduğu için sokak ortasında dövülen genç/ağır hakaretler ve küfürlere maruz kalan göçmen.

Amaç ne peki?

Nedir bu insanlığa sığmayan davranışlar?

Ülke savunması mı?

Yahut düşmana tepki mi?


İnsan sevdi mi kimseyle paylaşmak istemez, namahremden korur sevdiğini. Ülke de budur elbet. Tepkimiz olacak, elbette ki ülkemizi namahremden, düşmandan, kötüden koruyacağız.

Bugün bu yükü sırtlanmamızın temel sebebi de budur belki de…

Lakin niyet ne olursa olsun amel onu yansıtmadı mı bir önemi kalmaz. Tıpkı bugün bazılarımızın yaptığı gibi...

Tepki veriyoruz lakin kime karşı?

Ulu Önderimiz, Serverimiz Efendimiz aleyhisselatı vesselam olsa ne yapardı bunu bir düşünelim. Onun hayatından kendi hayatımıza yansımalar olsun. Ensar ve muhacir kardeşliğini tekrardan süzgecimize alalım.

Oturup bir daha düşünelim, şu sorularla sorgulayalım kendimizi?

Gayem ne?

Tepkim ne?

Tepkim kime?

Tepkim düşmanıma mı yoksa o düşman yüzünden mağdur olanlara mı?

Akademimize katıldığınız için teşekkür ederiz!

İLETIŞIM

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Üniversite kampüsü

©2021, tahayyülakademi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page