top of page
Kişisel günlük

Keşfedeceğiniz eşsiz içerikler sunan Tahayyül Akademi platformuna hoş geldiniz. Tahayyül ne demek ?, içeriğinde neler gizli ? öğrenmek istiyorsanız bizi ziyaret edin. Eğitim, kitap analizi, alıntılar ve kültür içerikli yazılarımıza şimdi göz atmaya ne dersiniz ?. Tahayyül Akademi hayatımıza başka bir anlam kattı, çünkü tutkularımızı ve düşüncelerimizi sadık okuyucularımızla paylaşmaktan keyif alıyoruz. Okuyun ve tadını çıkarın. www.tahayyulakademi.com

  • Instagram
  • Twitter
Ana Sayfa: Hoş Geldiniz

Hafızlık yaparken okulumuzdan kursa giden yolda dik ve yorucu bir yokuş vardı. Hani hepimizin bildiği çıkarken nefes nefese kaldığımız yokuşlar var ya işte onlardan birisi. Aslında servisle gidip geliyorduk ama okul kursuna kaldığımız için çoğunlukla yürüyorduk. Hafızlık yaparken kitap okumaya ve günlük yazmaya çok vaktim kalmıyordu. O zamanlar roman okumayı çok seviyordum, derslerin yoğunluğundan romanlarda ki farklı hikayelere yolcu olmak hem hoşuma gidiyor hem de zihnimi dağıtmama yardımcı oluyordu. 

 

Okumak için tek vaktim okuldaki teneffüsler ve öğle arasıydı. İstediğim bütün kitapları o gün okuyamayacağımı bilsem de hepsini çantama koyuyordum. Bazılarının kapağını bile açamıyordum çünkü tek vaktim teneffüslerdi ama yine de her gün götürüyordum. Okuldan kursa dönüşte yokuşu çıkarken zorlanıp çok yorulsam bile kitapları taşımaktan keyif duyuyordum. Çünkü onları yük olarak görmüyordum.  

 

Hayatımızda da bu şekilde etrafımızdaki insanlar, yaptığımız işler, gittiğimiz okul vb. ne zaman ki seversek o zaman yük olmuyor. Sevgimizin kaynağı muhabbetten geliyor. Çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı görmek için gittiğiniz mesafe sırtınıza yük değildir aksine keyif verir. Günümüzde bu kadar yorulmamızın insani ilişkilerden bu kadar uzak durmamızın sebebi muhabbetsizlik . Sevmediğimiz işleri sırf çıkarlarımız uğruna sırtımıza yük edip yorgun bir yolcu oluyoruz. Karşılaştığımız insanlarla karşı karşıya gelince muhabbetlerimiz birbirini etkiliyor muhabbet frekansı oluşuyor. Tasavvuf’ta  inikas olarak geçiyor. Biz fark etmesek bile etkileniyoruz. Yüklerimiz fazla olunca muhabbetlerimiz eksik kalıyor, emanet olan vücudumuz yoruluyor. Hayatımızda kısa, yükler fazla. Yüklerimizi azaltıp muhabbetlerimizi artırmamız gerekiyor. Bunun yolu da salih bir çevre ve saliha insan olmaktan geçiyor. 

Güncelleme tarihi: 13 Mar

 - İslam’ın beş temel esasından biri olan beş vakit namaz, buluğ çağına gelmiş akıl sahibi her Müslümana farzdır. Namazı “gözümün nuru” (Nesâî, İşretü’n-Nisâ, 1) diye niteleyen Peygamberimiz, “Allah’ın en çok sevdiği amel hangisidir?” sorusunu, “vaktinde kılınan namaz” (Buhârî, Mevâkıt, 5) diye cevaplamıştır. Namaz, Allah’ı zikirdir. Zira Kur’an’da, “Beni anmak için namaz kıl.” (Tâ-Hâ, 20/14) buyurulur. Kur’an’da salih Mü’minler ise; “namazı dosdoğru kılanlar” (A’râf, 7/170) olarak tanımlanmaktadır. “İman eden kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar” (İbrahim, 14/31) ayetinde de namaz, imanın bir göstergesi sayılır. Ankebût Sûresi 45. ayetinde; “Namazı dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar” buyurulan bu ibadet, “cennetin anahtarıdır. (Tirmizî, İmân, 8, 9). Geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmış olan Peygamber Efendimizin bazı zamanlar ayakları şişecek kadar namaz kıldığı olurdu. Bunun sebebini soran Aişe annemize Hz. Peygamber; “Şükreden bir kul olmayayım mı?” (Buhârî, Tefsir, 48) diye cevap vermiştir. Demek ki namaz aynı zamanda, insanın Allah’ın verdiği sayısız nimetlere karşı şükrünü ifade biçimidir.

 

"Su bedenimizi, namaz da ruhumuzu temizler. İnsan hayatında su ne kadar kadîmse, namaz da o kadar kadîmdir. Su gibi candır, su gibi dosttur namaz. Su toprağa, namaz yüreğe düşer.

Su gibi namazın da alternatifi yoktur. Ya kirle yaşayacak ya suyla temizlenecek, ya namazla arınacak ya da bir krizden diğerine savrulacak insan. Ya bir ezan sesiyle dirilip camiye gidecek ya da rûhî acılar içinde ölümün şafağını sayacak."

İhsan Şenocak

Ülkemizde kitap okumanın yararının yeterince bilinmediği kanaatindeyim. Çünkü bilen kişi sayısı çok olsaydı kitapların satışlarında, okuma oranında ciddi bir artış görülebilirdi.

Kitaplar bizim stresimizi azaltır, kelime haznemizi geliştirir, bilgimizi arttırmakla beraber, hafızamızı da geliştirmektedir. Sadece bir şeye odaklandığımız için adaptasyonu ve odaklanma seviyemizi de arttırmaktadır. Ruhumuza şifadır. Japon atasözünde de belirtildiği gibi: ‘’Kitaplar ruhun gıdasıdır.’’

Kitabı samimiyetle, dikkatle okursak, dünyayı geride bırakırsak, kendimizi kitabın en derinlerinde bulabiliriz. Bunların bilincine varılsaydı ne kadar da güzel bir ülke olurduk. Daha gelişmiş bir toplum olabilirdik. Atasözünde de belirtildiği üzere: ’Ulusları ilerleten, yükselten zengin kitaplardır.’’ 

Kitapları okumayı seven insanlar, bunun sonsuzluğa uzanan bir yolculuk olacağını fark ederler. Çünkü insan birkaç kez kitap okuyup kitapların huzuruna, mutluluğuna varınca bir daha bırakamıyor. Bağımlılık yapıyor da desek yanlış bir ifade olmaz. Bir zaman sonra kitaplarla o kadar iç içe oluyorsunuz ki, kitaplar sizin gerçek dostlarınız olmaya başlıyor. İnsan dostuna nasıl güvenirse nasıl onunla her şeyini paylaşırsa onunla mutlu olursa, kitapların huzuruna varan da kitaplara güvenir, kitaplarla her şeyini paylaşır. Onunla mutlu olur, çoğu vaktini onunla geçirir.

 Rabbim cümlemize kitapların değerini, kıymetini, huzurunu, mutluluğunu anlayabilmeyi nasip eylesin, sayımızı arttırsın.

Akademimize katıldığınız için teşekkür ederiz!

İLETIŞIM

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Üniversite kampüsü

©2021, tahayyülakademi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page