top of page
Kişisel günlük

Keşfedeceğiniz eşsiz içerikler sunan Tahayyül Akademi platformuna hoş geldiniz. Tahayyül ne demek ?, içeriğinde neler gizli ? öğrenmek istiyorsanız bizi ziyaret edin. Eğitim, kitap analizi, alıntılar ve kültür içerikli yazılarımıza şimdi göz atmaya ne dersiniz ?. Tahayyül Akademi hayatımıza başka bir anlam kattı, çünkü tutkularımızı ve düşüncelerimizi sadık okuyucularımızla paylaşmaktan keyif alıyoruz. Okuyun ve tadını çıkarın. www.tahayyulakademi.com

  • Instagram
  • Twitter
Ana Sayfa: Hoş Geldiniz

Bugün Kudüs için konuşmak istiyorum. Aslında her zaman konuşmam gerekiyor biliyorum, bu yüzden bunu ne zaman okursanız okuyun her zaman hatırım da ve hatırımız da olsun. Gecesi gündüzü viran olmuş, “ne zaman vuslat Rabb’e!” haykırışları semayı titretirken biz yalnızca dua ederiz ve onlarla aynı cennete tâlip oluruz. Ne yazık ki hakikati göremedi duyamadı birçoğumuz. Belki de bundan sebep birlik olamayışımız. “Mü’min, mü’minin derdiyle dertlenmez miydi! Ne oldu da her gün daha az anımsar olduk? Biz mi tükendik yoksa bu faidesiz dünyada solan umutlarımız mı? Şimdi küskün yüreklere nasıl umut oluruz?” Bilinmez ki onlar bize umut oluverir. Ve onlar imanın gür sesi. Onlar ki bu asrın Ashab-ı Keyf’i gibi gençleri, Sümeyye’leri, Asiye’leri, İbrahim’leri, Bedir’in aslanları gibi; canlarını, mallarını, evlatlarını feda ede ede umut oldular bize. Bu nedir bilir misiniz? Ben söyleyeyim: bu yalnızca Hak Tealâ’ya teslim olmanın timsalidir... 

Bizler bu hakikati görene kadar, güneş batıdan doğdu, doğmaya da devam ediyor. Zihinlerimizi, kalplerimizi hakka teslim etmedikçe, bu meydanlar zulmün yuvası, zalimin cenneti olmaya devam edecektir. Tâ ki Hak Tealâ’nın vaadi gelip çatana dek...  

O zaman bilmeliyiz ki zulme, şirke, zorbalara karşı durmalı; daha çok çalışıp mü’mine yakışır bir hayat sürmeli ve hakikati hakkın kendisinden bilmeli ve anlamalıyız.  

İşte Kudüs asrın Uhud’u ve fakat bir vakit sonra bu asrın bağrına Bedir olacaktır. O vakit ne zaman gelir bilinmez, lakin hak budur ve biz her zaman haktan yana olacağız.  

Filistin ve tüm mazlum coğrafyalara selam ve dua ile... 

Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyuruyor: "Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir." Bir Müslüman'ın başka bir Müslüman'ın dilinden ve elinden emin olması ne demektir? Dilinden emin olması: Müslüman kardeşine zarar verecek her türlü kötülükten sakınması, yalan söylememesi, iftira atmaması, onu üzecek sözlerden sakınıp nazik bir dil kullanması, onun arkasından onu üzecek sözleri sarf etmemesi, gıybet etmemesi, kusurlarını örtüp hatalarını açığa çıkarmaması ve daha birçok dil ile işlenen kötü fiil ve sözlerden sakınmasıdır.

Elinden emin olması; Müslüman kardeşinin malına zarar vermemesi, onların hakkına girmekten sakınması, onun emanetine gözü gibi bakması, ona hiçbir şekilde zarar vermemesi, onun her türlü ihtiyacını gidermesi, onu koruyup gözetmesi ve sahip çıkmasıdır.


Şimdi Gazze'de aylardır devam eden soykırımı, açlığı düşündüğümüz zaman Hadis-i Şerifte bahsedilen durum bizim halimizle ne kadar bağdaşıyor? Elimizle ve dilimizle onların güvende olmasını sağlayabiliyor muyuz? Bu zulmü duyurabiliyor muyuz? Gazze; dualarımızda, gündemimizde ne kadar yer alıyor? Zalimlerin, onlara destek olanların ürünlerini boykot edebiliyor muyuz? Zulme ortak olmaktan sakınabiliyor muyuz? Boykot çağrısı yapabiliyor muyuz? Müslüman, Müslüman kardeşine sahip çıkabiliyor mu? Biz Müslümanlar, dilimizden ve elimizden Müslüman kardeşlerimizin gerçekten emin olduğu kimseler miyiz? Müslümanların dertleriyle dertlenebiliyor muyuz? Değerli şairimiz Cahit Zarifoğlu "Kudüs... Bir sınav kağıdı her Mü'min kulun önünde" diyor. Biz bu sınav kâğıdını nasıl dolduruyoruz, ne kadar dolduruyoruz? Bu imtihandan geçebilecek miyiz?


Peygamber Efendimiz (sav) yine bir Hadis-i Şerifi'nde "Dünyanın bir ucundaki Müslüman'ın ayağına diken batsa diğer ucundaki Müslüman onun acısını yüreğinde hissetmezse gerçek manada iman etmiş sayılmaz." buyuruyor. Biz hissedebiliyor muyuz yüreğimizde onların çektiği acıları? Oysaki "Müslümanlar kardeştir." ayeti gereğince dünyanın neresinde olursa olsun acıyı paylaşmak, dertlenmek, acının dinmesi için bir şeyler yapmak her Müslüman'ın sorumluluğudur. Rabbimiz bize bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirebilmeyi nasip eylesin, en kısa zamanda Kudüs'e ve tüm Ümmet-i Muhammed'e hayırlı, kutlu zaferler ihsan eylesin. "Kudüs duruşu şuurdur, bizdeki eksiklik Kudüssüzlük'tür.



Diyanet Yayınlarına ait ve derleme bir kitap.

Bir akademisyen, sanatçı, öğretmen, zanaatkar, anne, öğrenci, edebiyatçı, tarihçi, ilahiyatçı,öğrenci...

Yaşam standartları ve hayat tarzları bambaşka olan bu insanların Kudüs'e bakışını ele alan harika bir kitap. Öğretmen bir eğitimci penceresinden Kudüs'e bakarken, bir ilahiyatçı manevi boyutta Kudüs'e bakıyor, bir öğrenci evvela Kudüs'ü öğrenmeye niyet ediyor, bir tarihçi Kudüs'ün hem İslam ile hem de İslam'dan önce Kudüs'ün önemini inceliyor. meslek farklı, bakış açısı farklı fakat her biri bizlere bambaşka pencereler aralıyorlar. Her biri ciddi manada önem arz ediyor

Kitabı okuyup Kudüs'ün sizdeki önemini muhasebe etmeyi unutmayın.


Kudüs, bizim mukaddes mirasımız.


ree

Akademimize katıldığınız için teşekkür ederiz!

İLETIŞIM

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Üniversite kampüsü

©2021, tahayyülakademi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page