top of page

Bibliyoterapi Uzmanı ve Psikolojik Danışman Zehra Topuz İle Röportaj

Gülsüm Baran

22 Eki 2024


Zehra Topuz Kimdir ve Kitaplarla Muhabbeti Nasıldır?

Merhaba, ben psikolojik danışman Zehra, Uludağ Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum, Orduluyum, Ordu’da bir danışmanlık merkezinde bireysel danışmanlık ve bibliiyoterapi uyguluyorum. Kitaplarla muhabbetim ne yazık ki çok eskiye dayanmıyor. Sanırım bir kitaptan ilk etkilendiğimde ve evet kitap okumak böyle bir şeymiş dediğimde yaklaşık on dört yaşlarındayım. İlk tadı alınca geç kalmışlık hissi ile kitapların dünyasına dalmış bir şekilde buldum kendimi. Babamın ufak çaplı da olsa bir kitaplığı vardı, orada Suç ve Ceza, Anna Karenina gibi eserlerle temasım oldu ve benimde bir kitaplığım olmalı, hem de ilgimi çeken kitaplarla dolu diyerek yola çıktım. Lise yıllarında daha çok edebiyat ile besleniyordum ne var ki üniversite ile birlikte psikoloji kitaplarına ağırlık vermeye başladım. Psikolojiye doğru yoğun bir şekilde kaymışken edebiyatın ferahlatıcılığından yoksun kaldığımı hissediyordum. Bu nedenle her ikisini de birleştirecek bibliyoterapi çalışmalarına yöneldim.

Bibliyoterapi Nedir? Neyi Hedefler?

Bibliyoterapi kitabın kendimizi tanıma yolculuğunda bir araç olarak kullanıldığı çalışma. İfade edilemeyene yol bulmayı amaçlar özünde. Kişinin yalnızlığını esas alır ve karakterler üzerinden aslında benzer deneyimleri yaşayan bir başkasının varlığına tanıklık edilmesini hedefler. Karakterlerle kurulan özdeşim beraberinde katarsisi yani duygusal akıtımı getirir. Bu ise bireyin sistemini rahatlatır. Süreç içgörü ile devam eder ve kişi kitaptan hayata taşır öğrendiklerini. Bireysel uygulanabileceği gibi grupla da uygulanabilir ve zannımca faydaları daha çoktur. Çünkü birey farklılıkların birer zenginlik olduğunun ayırdına varır, biricikliğini ve aynılık duygusunu deneyimler. Sosyal becerileri gelişir ve problemlere alternatifler getirebilme becerini edinir.

Bibliyoterapiye İlginiz Nasıl Başladı?

İlk soruda biraz değindiğim gibi, edebiyat ve psikolojiyi buluşturmaya niyetlendim. Her ikisi de birbiri ile yakından ilişkili alanlar çünkü. Nitekim Freud ‘Ne zaman bir yere vardım, benden önce bir şairin oraya uğradığını gördüm’ diyerek bu yakınlığı güzel ifade ediyor. Edebiyat bir zenginlik gerçekten ve bu zenginlik kendimizi tanıma gibi ikinci bir zenginlik ile birleştirilebilir.

Türkiye'de Bibliyoterapiye Olan İlgi Hangi Seviyede?

Türkiye’deki ilgi gözlediğim kadarıyla giderek artıyor. Hatta yakın zamanda İstanbul’da köklü bir kütüphanede bibliyoterapi grupları oluşturulduğunu öğrendim. Maalesef bu alanda eğitim olanağı pek yok bu nedenle uygulamak isteyen kişiler ne yapacağını bilemez halde ve sanırım herkes benim de yaptığım gibi kendi tarzını oluşturarak bibliyoterapiyi uyguluyor. Ancak eğitim olanaklarının artmasıyla birlikte ilgi çok daha fazla artacaktır. Çalışmalarıma katılan katılımcıların çoğu neye katıldığını bilmeksizin başlıyor, tanıdıkça seviyor ve devam ediyor.

Her Kitapla Gerçek Bir Bibliyoterapi Mümkün Mü?

Bu tamamen uygulayıcının yaratıcılığına bağlı. Mesela yazısız bir çocuk kitabına rastladım geçenlerde, ilk başta bundan olmaz deyip bırakacaktım ama neden sonra sayfaları çevirdim ve konuşulacak pek çok şeyin olduğunu fark ettim. Bibliyoterapi bilgi ile iyileşme anlamına geliyor ve ufacık bir detaydan bile saatlerce konuşulacak bir çalışmanın oluşturulabileceğine inanıyorum

 


 

bottom of page