Üstad oruçtan o kadar güzel bahsetmiş ki insanın oruçla ruhunun dirilişi orucun maddi, manevi sunduğu mükafatı. Oruçla ruhun nerelere yükseleceğini ve bunu en güzel şekli ile Samanyolunda Ziyafet olarak adlandırmış.
Karakoç'un ömrü boyunca ramazan ayında yazdığı yazılarından oluşuyor. Ve o dönemin toplumundaki yaşantısından ramazan ayı ile ilgili kesitleri de kaleme almış. Her ramazan mutlaka okuyacağım bir kitap oldu. Oruç ayının güzelliğini maneviyatını bize çok güzel anlatıyor.
Samanyolunda Ziyafet dönüp bakabileceğim, kendime hatırlatmalarda bulunabileceğim bir kitap. Her yazısı ayrı güzeldi ama ben en çok "Oruç ve Diriliş" yazısını beğendim. Orucun; çocuk, eşya, ruh, beden üzerindeki etkileri anlatılmıştı bu yazılarda.
Özellikle de "Oruç ve Diriliş" yazısındaki eşya kavramına dair düşünceleri beni çok etkiledi. Batı ile olan karşılaştırmalı anlatımlar da etkileyici ve ufuk açıcıydı.
"Oruç, insanın katıldığı, her yıl bir ay katıldığı ruh şölenidir.
Üstün insanların davetlisi olduğu bir tabiatüstü ziyafet, bir gök sofrasıdır.
Her yıl gelen bir takva mucizesidir oruç. Sürekli bir mucizedir.
Kur'an, namaz ve oruçta dirilen bir İslam insanı olmak; işte çağımız müslümanının tek varoluş şartı.
Oruç, bu ümmete bağışlanmış,
Sağı ölüden, diriyi cansızdan ayıran, fark ettiren kutlu bir nimet ve emanettir.
Oruç, ruhu diriltirken, onun bütün kuvvetlerin de diriltmiştir.
Ruh, oruç ülkesinde büyümenin sırını keşfeder.''
Oruç, bir ruh analizi oluyor inanmış insan için. Geçmişi düşünüyor insan, yanlışlıklarını daha net görüyor. Eğilmişse yolu, düzeltmek istiyor onu. Yay haline gelen "doğru çizgi" düzeltiliyor içimizde.
Gecelerin de bir imamı vardır. Gecelerin imamı, en büyük imam Kur'an-ı Kerim'i kalbinde taşıyan
Kadir Gecesi'dir.
İslam, bayrama da kendi ruhunu sindirmiştir.
Bayram, gerçek bayram, ruhun bayramıdır, tenin değil. İnsanlar nasıl zaman zaman ziyafetler veriyor, şölen düzenliyorsa, bayram ve kandiller de, ruhun ziyafet günü, ruhumuzun şöleni oluyor.
Fotoğraf: Gülsüm Baran
Comments